27 Haziran 2012 Çarşamba

ONE DIRECTION ÜYESİ LIAM PAYNE İLE BLUJE JEAN RÖPORTAJI


Son zamanlarda adını sıkça duyduğumuz, hatta duymakla kalmayıp ezberlediğimiz, şarkıları listelerde ve internette fırtına gibi esen, attıkları her adım olay olan yeni boyband sansasyonu One Direction ile kariyerinin başında gerçekleştirdiğimiz bu özel röportaj için Sony Music'e teşekkür edelim öncelikle. İşte Liam Payne ile gerçekleştirdiğimiz telefon röportajı.

BJ: Selamlar Liam nasılsın?
L: Merhaba Sadi, iyiyim, teşekkürler, herşey yolunda mı?

BJ: Eminim sesini duysalar okuyucularımız için her şey daha yolunda olacaktı ama okumakla yetincekler şimdilik :) Hazırsan başlayalım mı?
L: Tabi Hazırım.

BJ: Öncelikle senin kişisel olarak "The X Factor" geçmişinden bahsedelim istersen? Sen daha önce katıldın bu yarışmaya değil mi?
L: Evet, evet 2008'de.. Yarışmanın beşinci sezonudu ve ben henüz 14 yaşındaydım. Justin Timberlake'in 'Cry Me River'ını söylemiştim. Simon Cowell (yarışmanın kurucusu ve jüri üyesi.) henüz yeterli olmadığımı ve 2 yıl sonra şansımı tekrar denememi söylemişti.

BJ: Ve sen de denedin..
L: Tüm bu süreç, şimdi hakkında konuşunca hızlı geçtiği gibi algılanıyor ama bir de bana sor! (Gülüyor)

BJ: Peki ozaman One Direction'ın hikayesine geçelim..
L: Geçen seneki "The X Factor" elemelerinde başvurdum fakat elemeleri yine geçemedim. Sonrasında yarışmanın jürisi Nicole Scherzinger'in tavsiyesiyle, "erkekler" kategorisinde elemeleri geçememiş olan diğer dört çocukla bir grup kurarak "gruplar" kategorisinde şansımızı yeniden denedik ve macera başladı. 10 hafta boyunca yarışmadaydık, sonunda finale kadar yükseldik ve yarışmayı üçüncü bitirdik.

BJ: Yarışma boyunca en unutamadığınız anlar hangileriydi?
L: O sürecin her saniyesi hala aklımda çünkü hem bir grup olarak birbirmizi yeni tanımaya başlıyorduk hem seslerimizi daha iyi kullanmayı öğreniyorduk hem de işin bir de sahne performansı konusu var tabi.. Şarkıların hangi kısmını kimin söyleyeceğine karar verdiğimiz anlar, sahme duruşu, dans.. Müziği adeta sıfırdan öğreniyormuşuz gibiydi tüm provalar. Robbie Williams ile düetimizi asla unutamam mesela..
(Not: Grup yarışmamım final haftasındaki "ünlülerle düet" bölümünde Williams ile 'She's the One'ı seslendirmişti:)


BJ: Peki sonra ne oldu? Yarışma bitti ve..
L: Her şey aslında yeni başladı.. Dokuz yarışmacıyla beraber "X Factor Live Tour" adında bir turneye çıktık. Ardından bir şarkımız internete sızdı ve çok yüksek bir dinleme oranı yakaladı. Sonrasında yarışma sürecinde bizle birlikte olan ekipten menajerlermizi seçtik, ailelerimizle görüşmeler falan derken Syco Music ile anlaşma imzaladık. Bize inanan, muhteşem insanlardan kurulu bir firma.. Tabi bu sırada birçok TV programına çıktık, çok sayıda röportaj vermeye başladık. Bir yandan da ilk albüm için şarkılarımız üzerinde çalışmaya devam ediyorduk.

BJ: İlk albümler her zaman özeldir.. Sende ne gibi hisler uyandırdı bu süreç?
L: Heyecan, heyecan, heyecan.. RedOne, Steve Mac, Rami Yacaub ve Carl Falk gibi prodüktörlerle çalışmış olmamız sebebiyle inanılmaz şeyler öğrendik. Tabi bir grup olmayı, grup olarak hareket etmeyi ve bir yandan ailelelerimizle ortak karaklar almayı da başarmamız gerekiyordu. Çok kolay bir dönem olduğunu söyleyemem ama her saniyenin keyfini çıkardım. Kelly Clarkson yazdı bir şarkımızı, bir diğerinide sevdiğim gruplardan Mcfly'ın gitaristi Tom Fletcher! Şu ana kadar iki single yayınladık, her ikiside bir numara oldu ve ben nasıl mutlu olduğumuzu kelimelerle ifade edemiyorum!

BJ: Peki bundan sonrası için neler öngörüyorsun?
L: Açıkçası şu ana kadar yaşadığımız neredeyse her şey bir rüya gibiydi. Yarışmaya solo olarak ikinci kez katılıp tekrar elendiğim gün dünya başıma yıkılmıştı ama One Direction beni yeniden hayata döndürdü. Şimdi bir grup olarak hedefimiZ, Take That gibi dünyanın en büyüğü olmak. Biliyorum böyle şeyleri söylemek için hepimiz için çok erken  ve insanlar bunu duyunca gülebilirler bile ama hedeflerimize sınır koymak çok saçma olur! İlk albümüz "Up All Night" bu işte biz de varız demek içindi. Tabi ki henüz çok genciz ve çok yeni bir grubuz. Dolayısıyla kendi sound'umuz olduğunu söyleyemem ama giderek karakteristlik özelliklerimizi yaratacağımıza ve One Direction'ı zirveye taşayacağımıza inanıyorum.

BJ: Hikayenin başına dönecek olursak.. One Direction ismine nasıl karar vermiştiniz?
L: Nicole'un bizden bir grup oluşturma fikrinden sonra oturup diğer çocuklarla liste yaptık. Açıkçası tüm liste nerdy isimlerle doluydu!(Gülüyor) One Direction ismini Harry buldu. 5 ayrı kişinin tek bir hedefe yönelmesi gibi bir durumu simgeliyor.

BJ: Bize ayrılan süre bu kadardı.. Teşekkürler Liam.. Türkiye'deki hayranlarınıza son bir mesajın var mı?
L: Ben teşekkür ederim. Türkiye'deki herkese selamlar.. Twitter üzerinden bize yazan çok sayıda Türk hayranımız var, hepsini çok seviyoruz. Umarım kısa sürede içinde Türkiye'ye de geliriz. Eminim çok iyi bir konser veririz o muhteşem Türk fanlarımıza ..



1 yorum: